Haber
2018-04-21 15:26:25
Eğitim Bir Sen den Eğitimde Kariyer ve Liyakat Semineri

                Kırklareli Eğitim Bir Sen Şubesi tarafından ''Liyakat ve Kariyer Sistemi''  konulu seminer düzenlendi.Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla OLÇUM ve Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doc. Dr. Alaattin İŞERİ nin sunumlarının ve değerlendirmelerinin gerçekleştiği seminere ilginin yoğun olduğu gözlemlendi.

                Programın açılışında konuşan  Selahattin KARANFİLER konuşmasında:''Eğitim Bir Sen olarak, eğitim ve sosyal alanlarda  yaşanan problemlere karşı gösterdiğimiz çözüm odaklı, bilimsel, ilkeli  ve kapsayıcı bir çok çalışmada bulunduk. Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer konusunda da problemin kaynağına ışık tutarak ,çözüme katkı sağlama  adına sendikamızın geçtiğimiz kasım ayında konuyla ilgili rapor hazırlamış ve kamu oyuyla paylaşmıştı.Bizde burada hem halkımızı hem de üyelerimizi bilinçlendirme amacıyla ''Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer'' konulu seminer düzenleyerek konuyla ilgili halkımızı ve üyelerimizi bilinçlendirmeyi hedeflemekteyiz.'' dedi     

   

              Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doc. Dr. Alaattin İŞERİ de ''Mesleki Gelişim& Kariyer-Liyakat'' Konulu sunumunda; ''Pratik Gerçeklik ve Mesleki Gelişim ;Mesleki Gelişim, Kariyer & Dünyada Durum ;Mesleki Gelişim, Kariyer ve Türkiye’de Durum'' konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.

Değişim ve dönüşümün en zor ve sancılı yaşandığı alanların başında da eğitim gelmektedir.

            Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla OLÇUM da yaptığı konuşmasında şunları kaydetti: Zamanın ruhu, bizlere dünden çok farklı bir dünya sunmaya devam etmektedir. Tarihte hiç olmadığı kadar bilimde ve teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmelere, yeryüzünde katlanarak artan bilgi ve enformasyon birikimine eğitimciler ve okullar uyum sağlama telaşındadırlar. Öğrencilerin koşullarının ve özelliklerinin dönüşmesi karşısında, eğitim liderleri için yeni standartlara, yeterliliklere ve reformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Değişim ve dönüşümün en zor ve sancılı yaşandığı alanların başında da eğitim gelmektedir.

Okulların yönetiminden sorumlu eğitim yöneticileri, okulları önceden belirlenmiş amaçlara uygun olarak yaşatan kişilerdir. Eğitim politikalarının uygulanmasından sorumludurlar ve eğitim sürecinin ülke çıkarları ve evrensel eğitim anlayışı doğrultusunda yürütülebilmesi için başarılı yönetim faaliyetlerinde bulunmak zorundadırlar. Bu da okullardaki insan ve madde kaynaklarının etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasını gerektirmektedir. Türkiye’nin eğitim kurumlarında gün geçtikçe liyakatli, nitelikli, profesyonel ve vizyon sahibi yöneticilere olan ihtiyaç artmaktadır. Okul yöneticileri eskiden olduğu gibi, sadece mevzuatı uygulayan ve okul binasından sorumlu kişiler değildirler.

Türkiye’de belli başlı personel düzenlemelerinin yapıldığı tarihlere baktığımızda,  ülkenin karşılaştığı siyasal ve ekonomik dönüşüm ve krizlere denk düşmektedir. Söz konusu düzenlemeler, kalıcı çözüm arayışlarından çok,  günü kurtarma endişesini yansıtmaktadır.  Genel olarak kamu personel rejimi, özelde de eğitim yönetiminde, uzun vadeli ve aşamalı olarak nitelik faktörünü ön plana alan sistemsel bir dönüşüm, hukuksal alt yapısı ile birlikte oluşturulmak zorundadır.

Edward Deming, bir örgütün beklenen düzeyde performans gösterememesinin ve karşılaşılan sorunların  %85’inin sistem hatasından kaynaklandığını, çalışanların payının ancak %15 olduğunu belirtmektedir. Türkiye’de en etkili yönetici yetiştirme programının bile okullarımızı etkili ve verimli çalışan kurumlar haline getirmesi olası değildir. Sorun, sistemin kendisindedir.

Eğitim yönetimi alanında Millî Eğitim Bakanlığına hâkim olan yönetim felsefesi,  aslında devlet örgütlenmesinin tamamına hâkim olan yönetim anlayışından başka bir şey değildir. Bu yüzden de millî eğitim politikalarında, alandan kopuk, paydaşlardan uzak bir bakış açısı ile geliştirilen stratejiler devam ettiği müddetçe ve eğitim köklü bir yapısal reformdan geçirilmedikçe hiçbir şey değişmeyecek, her şey eskisi gibi kalmaya devam edecek, yani eski Türkiye fasit dairede kendini tekrar edip duracaktır.'' dedi

liyakat ve kariyer esaslı bir eğitim yönetimi sistemi için dört temel alan olduğu kanaatine vardık.

Eğitim-Bir-Sen in hazırlamış olduğu  “ Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer sistemi “ raporunun hazırlamadan önce 4 komisyon oluşturarak çalıştaylar düzenlediklerini belirten Atilla OLÇUM'' Komisyon çalışmalarımızdan sonra konunun hukuki ve mevzuat boyutunu, tarihsel boyutu, dünya örneklerini inceledik. Eğitim yönetiminin taraflarından olan öğretmenler, eğitim yöneticileri ve denetim elemanlarından oluşan komisyonlardan alınan görüşler ve akademik araştırmaların incelenmesi sonucunda; liyakat ve kariyer esaslı bir eğitim yönetimi sistemi için Türkiye’nin güçlendirmek zorunda olduğu dört temel alan olduğu kanaatine vardık1. Eğitim Kurumları Yöneticileri Mesleki Güvenceye Kavuşturulmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği, “ikinci görev” ve “görevlendirme” kapsamından çıkarılmalı; bir kadro unvanı olarak yeniden kurgulanmalıdır. 2.Eğitim Yöneticilerinin Meslekî Yeterlilikleri ve Standartları Geliştirilmelidir. Eğitim yöneticiliği, uzmanlık gerektiren bir alandır. Dolayısıyla eğitim yöneticisi, okul yöneticisi olmayı seçenlerin profesyonel anlamda hizmet öncesi eğitimden geçmeleri zorunlu olmalıdır. En başta okul yöneticilerinin sahip olması gereken yeterlilikler belirlenmeli ve bunlar tescil edilmelidir.3. Etkili Eğitim için Nitelikli Eğitim Liderleri Yetiştirilmelidir. Eğitim yöneticisi olabilmek için hizmet öncesi eğitimden geçmenin zorunlu olmadığı Türkiye’de, istekli ve yetenekli öğretmenlerin seçilerek kapsamlı hizmet öncesi eğitim programları ile yöneticilik görevlerine hazırlanmaları ve ön deneyim kazanmaları her dönemde ihmal edilmiştir.Eğitim kurumu yöneticiliklerine atanmak üzere seçilmiş olan adaylara, hizmet öncesi eğitim mutlaka zorunlu hale getirilmelidir. 4. olarak ta Objektif ve Adil Bir Seçme ve Atama Sistemi Yürürlüğe Konulmalıdır.Kamuda veya özel sektörde herhangi bir göreve aday olan kişinin, o işi/mesleği icra edebilecek asgari düzeyde bilgi, beceri, deneyim, tavır, tutum ve yetkinliğe sahip olması beklenir. İstenilen mesleki yeterliliklerin adaylarda olup olmadığını anlamanın ve doğru kişiyi seçmenin yolu da sınavlar aracılığıyla yapılacak ölçme ve değerlendirmeden geçmektedir. ''

Eğitim yöneticilerini, sadece mülakat benzeri basit bir sınavla atamaktan vazgeçmelidir.

          Eğitim yönetici seçimiyle ilgili görüşlerini de aktaran OLÇUM;'' Eğitim yöneticisinin, hizmet öncesi eğitim almadan ve özelikle sınavsız olarak atanması halinde yöneticiler, en başta öğretmenlerin ve okul çevresinin (yerel yönetim birimleri ve sivil toplum örgütleri) saygısını kazanmakta zorluk çekecek ve kabul görmede sıkıntılar yaşayacaktır.

          Eğitim kurumlarına yönetici seçiminde, belli bir süre öğretmenlik tecrübesi, eğitim yönetiminde yüksek lisans derecesi, yazılı sınav başarısı ve atamadan önce belli bir süre eğitim kurumları yöneticiliği yeterlilik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak gibi asgari şartlar aranmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim yöneticilerini sadece mülakat benzeri basit bir sınavla atamaktan vazgeçmelidir.

         Eğitim yöneticisi seçme süreçlerinin nesnel, şeffaf ve yargı denetimine açık olması için demokratik metotlardan yararlanılmalıdır. Liyakat ilkesinin gereği olarak, bilgi düzeyini ölçen yazılı sınavlar ile beceri ve tutumları değerlendiren sözlü sınav (bugünkü uygulamadan farklı bir mülakat) yapılmadan eğitim yöneticisi unvanı kimseye verilmemelidir.

         Eğitim yönetiminde karar alıcı ve siyasi makamlar olarak anılan müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, daire başkanı ve il milli eğitim müdürlerinin, eğitime geniş perspektiften bakabilen yöneticiler arasından seçilmesi ve bu makamların “istisnai kadrolar” kapsamına alınması doğru olacaktır.'' değerlendirmesinde bulundu

Adalet, hem devletin hazinesi hem de medeniyetin ilk şartıdır.

Görülmemiş bir değişimin yaşandığı bugünün dünyasının; meraklı, öğrenmeye istekli yaratıcı, özgüvenli, kendini iyi ifade edebilen, ömrü boyunca yeni şeyler öğrenebilecek ve yeni fikirler bulup bunları uygulayabilecek insan kaynağına ihtiyacı olduğunu belirten Atilla OLÇUM''Türkiye’nin de içinde yer aldığı sanayi devriminin geleneksel eğitim modelleri, 21’inci yüzyılın gerektirdiği becerilere sahip insan yetiştirmekte ciddi zorluk çekmektedir. “Yapınız ne kadar yüksek olacaksa, temelleri o kadar derine inmelidir.” ilkesi ışığında Türkiye, eğitimde köklere inmek ve bu enerjiyle geleceğe odaklanmak zorundadır.

Eğitim-Bir-Sen olarak kurulduğumuz tarihten bu yana statükonun bürokratik vesayetine ve en koyusundan pozitivist seçkinciliğe karşı mücadele ettik. Sivil toplum örgütlerine düşen görev, öncelikle milletin yanında bu mücadeleye omuz vermek, sonra da kınayıcının kınamasından korkmadan adaleti, hakkı, hakikati ve iyiyi savunmaktır. Dünyada güçlünün güçsüzü ezmediği, ihtirasların yarışmadığı ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir toplum düzeninin oluşturulması; ahlâka, adalete, erdeme ve liyakate dayalı bir siyasi ve ekonomik düzenin kurulmasına bağlıdır. Kötü yönetim sorunuyla birlikte, geri kalmış toplumların çözüm bulmakta zorlandığı meselelerin başında eğitim gelmektedir. Eğitim ise her türlü kurtuluşun, toparlanıp yeniden kendine gelmenin, dirilişin, köklü bir değişiklik yapma ihtiyacının olduğu biricik alandır.

Eğitim yönetiminde liyakate dayalı bir seçme sisteminin kurulabilmesi halinde: Kamu gücünün yeteneğe ve kişilerin bireysel üstünlüğüne göre paylaşıldığı, en bilgili, en vasıflı, en nitelikli ve en ehil kişilerin görev yapma şansı yakalayabildiği bir model kurulmuş olacaktır. Bunun neticesinde doğru ve kaliteli yöneticilerle yürütülen eğitim hizmetlerinde verimlilik artışı sağlanır, ekonomik kayıplar yaşanmaz ve doğrudan doğruya vatandaş memnuniyeti artmış olacaktır. Böylelikle de vatandaşın devlete, vatandaşın vatandaşa olan güveni sarsılmamış olacaktır. Türkiye’de hak, adalet, liyakat ve kariyer ölçülerine uygun dizayn edilmiş bir eğitim yönetimi modelinin kazananı millet olacaktır.'' ifadelerini kullandı

Yapılan program sonunda Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla OLÇUM ve Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doc. Dr. Alaattin İŞERİ ye teşekkür plaketi taktimi yapılarak, katılımcılara katılım belgeleri  verildi.Program toplu fotoğraf çekimi ardından sona erdi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen