Haber
2014-10-08 15:25:27
Milletimiz Ferasetiyle Kirli Tezgahı Yine Bozacaktır

Kobani ile dayanışma bahanesiyle ülkemizde 1990’lı yılları aratmayan kapsamlı şiddet eylemlerinin

başlatılmasına yönelik çabaları teessürle izliyor, milletimizin bir daha bu oyuna gelmeyeceğine inanıyoruz.

Halkın malına ve canına kast ederek Kobani'ye destek olunamaz, IŞİD'in ürettiği vahşet sona erdirilemez. Kinin, 

nefretin, acımasızlığın kol gezdiği bir ortam oluşturmak hedefiyle sokak eylemlerine tevessül edilmesi, Kobani'de 

bitirilmesi gereken IŞİD zulmünü daha da artırmak dışında bir sonuç doğurmaz.

Hayata geçirilmek istenen şiddet ortamı, puslu havadan rant devşirmekte mahir terör örgütlerinin ve emperyalist 

ülkelerin işine yarar. Böyle bir ortam Türkiye düşmanlarını sevindirirken Türkiye'den destek bekleyen, Türkiye'nin 

yardım elini görmek isteyenlerin umutlarını azaltır. Buna millet olarak bölgenin güçlü ülkesi Türkiye olarak izin 

vermeyiz, veremeyiz. Bölgenin neredeyse tek barış ve istikrar adası olma özelliğini taşıyan ülkemizin önünü 

kesmek ve bölgede kalıcı barışın tesisisini engellemek için sahnelenen bu oyunu görmeliyiz. Kim olursa olsun bu 

oyunu görmezden gelen, figüran olarak katkı sunan, milletin basiretine ve devletin huzuru sağlamaya yönelik 

kudretine destek olmayan herkes bu kalleşçe saldırı planının ortağı olma sorumluluğu taşıyacağını 

unutmamalıdır.

Milletimiz, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi ve Sünni’siyle, genciyle, yaşlısıyla sadece Türkiye'ye değil bütün 

bölgeye pozitif katkı sağlayacak çözüm sürecine destek olurken, sürecin zeminine mayın döşemek mahiyetindeki 

bütün söylem ve eylemler kardeşlik hukukunu sabote etme girişimi olarak değerlendirilecektir.

İnanıyoruz ki son günlerde yaşanan olumsuz tavırlara ve devam eden şiddet ortamı çabalarına rağmen bu 

coğrafyayı huzur içinde ve ortak yaşam merkezi haline getiren birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz galip 

gelecek, ülkemizin ve milletimizin geleceği için sabır ve sağduyu hakim olacaktır.  Türk’ü Kürt’ten, Laz’ı 

Çerkez’den, Alevi’yi Sünni’den ayırarak milletimizi bir birine düşürmek isteyenlerin oyunlarını bozacağız.  Tek ses 

ve tek yürek olarak heveslerini kursaklarında bırakacağız.  

Bu kapsamda milletimize düşen sağduyulu olmak, terör örgütlerinin ve onları kurgulayan oyun kurucuların 

tuzağına düşmemektir. Devletimize düşen ise şiddet ortamı çabalarını bertaraf etmek, milletin buna dair 

kaygılarını gidermek, bütün toplumu kucaklayan, ülkenin huzur ve barış ortamını devam ettirecek dili hakim 

kılarak, gereken tedbirleri gecikmeksizin almaktır.

Bireysel söylem ve tavırların, fevri davranışların her fırsatı değerlendirmek için pusuda bekleyenlerin ekmeğine 

yağ süreceği unutulmamalı, ülkeye ve millete dönük bu kirli operasyona ortak bir dille cevap verilmelidir. Bu 

noktada özellikle siyasi aktörlere ve medya kuruluşlarına büyük bir sorumluluk düşüyor. Mevcut gerilim ortamına 

dair açıklama ve haberlerde ajitasyona kapalı, şiddeti körükleyecek kavramlardan uzak, sağduyuyu öne çıkaran 

bir dil ve anlayış siyasete ve medyaya hakim olmalıdır. Bu anlamda ırkçı, provokatif, dışlayıcı, ötekileştirici dil 

terkedilmeli, öfkeyi ve sertliği tırmandıran görsellerden ve söylemlerden titizlikle uzak durulmalıdır.

Türkiye, şiddeti körükleyen, çatışmayı hedef alan girişimleri bertaraf etmede tarihinde kayıt altına aldığı 

tecrübelere fazlasıyla sahiptir. Bu doğrultuda uzun uğraşlar sonucu tesis ettiğimiz demokratik ortam ve hukuk 

devleti ilkelerinden vazgeçmeksizin; özgürlükleri esas alarak ve özgürlükleri koruyucu etkin önlemleri hayata 

geçirerek demokratik, özgür ve sivil siyasetin hakim olduğu mevcut durumu devam ettirmek devletin en büyük 

sorumluluğudur. Diğer taraftan demokratik toplumlar için vazgeçilmez konumda bulunan güvenlik-özgürlük 

dengesi mutlaka korunmalı, şiddet olaylarına yönelik müdahaleleler demokratik devlet ilkeleri doğrultusunda, 

hukuk devletinin varlığına halel getirilmeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Vatandaşların can ve mal güvenliğine 

yönelik tehditler öngörülmeli, ivedilikle bertaraf edilmesi için devletin bütün kurumları yüksek işbirliği içerisinde 

faailiyet göstermelidir. Bu noktada gözden kaçırılmaması ve doğru değerlendirilmesi gereken bir hususta 

sınırlarımızın hemen yanı başında komşu ülkelerde devam eden savaş ve iç çatışma ortamıdır. Yaşananlar 

Ortadoğu ve Ortadoğu halklarının yüzyıl aradan sonra yeniden emperyalist devletlerin çıkar ve egemenlik 

mücadelelerinin alanı durumuna geldiğini gösteriyor. ABD'nin soğuk savaş sonrası küresel hakimiyet arzusu ve 

İngiltere ile birlikte buna karşı çıkan ya da işbirliğine yanaşmayan rejimleri zayıflatmak, değiştirmek suretiyle 

Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme çabaları bugün Ortadoğu'ya hakim olan kaosun arkasında hangi güçlerin 

olduğunu anlamayı kolaylaştırıyor. Diğer taraftan İsrail'in bölgedeki konumunu güçlendirme ve hayallerini de bu 

tabloya eklendiğimizde ülkemize, milletimize yönelik bu oyunun arkasında kimlerin olduğu daha net bir şekilde 

gözler önüne serilmektedir.

Devleti ve milletiyle Ortadoğu'nun mazlumlarına yardımeli uzatmaktan yorulmayan ve bunu varlık sebebi sayan 

Türkiye, yanı başındaki IŞİD terörünün mağdur ettiği Kobani halkı dahil herkese insani yardımlarını artırarak 

devam ettirirken tezgahlanmak istenen bu oyunun nihai hedefinin bizim birlik, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz 

olduğu tartışmasızdır. Bu sebeple bölgenin en güçlü ülkesi ve küresel aktörü konumundaki Türkiye'nin gücünü 

kırmaya, mazlumlara olan ilgisini dağıtmaya yönelik bu oyunu da birlik, beraberlik ve kardeşliğimizle 

bozacağımızdan zerre şüphe duymuyoruz. Ferasetine her zaman güvendiğimiz milletimiz ve varlığıyla düşmanları 

için tehdit, mazlumlar için güven merkezi devletimiz Kobanili mazlumlar üzerinden yürütülen provokasyonları 

elbirliğiyle bertaraf edecek, sağduyusuyla da tırmandırılmak istenen şiddet ateşini söndürecektir.

Büyük Memur-Sen ailesi olarak bir kez daha milletimizi sağduyuya davet ediyor, Kobani'de IŞID'in, Suriye'de 

Esed'in zulmünün son bulması ve mazlumlara destek olunması çabalarını destekliyoruz. Benzer şekilde 

milletimizin ülkemizde terör ve şiddetin hakim kılınmasına dönük planları da bertaraf edeceğine yürekten 

inanıyoruz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen