Günümüz dünyasında üniversiteler; teknoloji, küreselleşme ve rekabet dinamiklerinin etkisiyle yeni bir dönüşüm yaşamaktadır. Ülkemizde de bu değişimin yaşanması için akademik özgürlük ve bilimsel çalışmaların önündeki mevcut sorunların aşılması zaruridir. Bunun için YÖK yapısının değiştirilmesi elzemdir.
Üniversitelerin beklenen katkıyı yapabilmesi, ülkemizin genç beyinlerinin üniversiteye çekilebilmesine, yurt dışında bulunan yetişmiş beyinlerimizin yeniden ülkemize getirilebilmesine, öğretim üyeliğinin ve araştırmacılığın cazip bir meslek haline getirilmesine bağlıdır. Gelişmenin anahtarı olan üniversitelerde, mevcut özlük haklarıyla bilim insanını tutmanın oldukça güç olduğunu yıllarca söyledik, bunu her platformda anlattık.
Öğretim elemanları, aldıkları maaşların düşük düzeyde kalması nedeniyle giderlerini karşılamak ve yaşadığı şehirde tutunmak için asıl amacı olan araştırma yapmak yerine ek derse girmeyi zorunlu olarak tercih ettiler ve ders makinesi gibi haftalık maksimum 40 saate kadar derse girmeye zorlandılar. Üniversite dışında daha iyi şartlarda iş bulan araştırma görevlileri, girdikleri üniversiteleri bir an önce terk etmeye çalıştılar. Bu durum, hem üniversitelerimizin verimliliğini düşürdü hem de öğretim elemanlarımızın kendi meslekleri hakkında sürekli kuşku duymalarına kapı araladı. Öte yandan, üniversitelerden mezun olan başarılı öğrenciler, akademik kariyer yapmaktan kaçındılar. Bu durumun en önemli sebebi, farklı kurum ve kuruluşlarda elde edecekleri gelirlerin, akademik personel olarak elde edecekleri gelirden çok daha yüksek olmasıydı. Başarılı lisans mezunlarının iş seçiminde maaş faktörünü dikkate alarak diğer alanları daha fazla tercih etmeleri nedeniyle, araştırma görevlisi kadrolarına yapılan nitelikli başvurular gün geçtikçe azaldı, dolayısıyla yeni açılan üniversitelerle birlikte nitelikli araştırma görevlisi ihtiyacı her geçen gün arttı. Başka bir deyişle, maaşların cazip olmaması yüzünden, başarılı birer bilim adamı ya da araştırmacı olabilecek başarılı gençlerimiz ya özel sektörü ya da uzmanlık kadrosu başta olmak üzere, üst kurulları ve bürokrasiyi tercih etti. Bu durum, üniversitelerin AR-GE, inovasyon ve proje üretim kapasitesi ile Türkiye’nin iddialı hedeflerine katkısı açısından ciddi bir tehlike sinyali veriyor.
Eğitim-Bir-Sen, uzun süredir öğretim elemanlarının ücretlerinin yetersizliğini sürekli dile getirmiştir. Türkiye’nin gelişmesinin yolu evrensel vizyona sahip bilgi üreten üniversitelerden geçmektedir. Üniversitelerde bilgi üretmenin ise nitelikli insan gücüne bağlı olduğu açıktır. Nitelikli insan gücünü üniversitelere çekmek için mutlaka motivasyon araçlarının kullanılması gerekmektedir. Bunun için 2012 yılından beri yoğunlaşarak öğretim elemanlarının ücretlerinin artışı için mücadele verdik. Özellikle 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile emsal kadrolarda çalışan devlet memurlarının ücretlerinin eşitlenmesi ile üniversitelerde şube müdürü, şef, memur, hizmetli ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının ücretlerinde iyileştirmeler yapıldı. Ama öğretim elemanlarının diğer kamu kurumlarında emsalleri olmadığı gerekçesiyle ücretlerinde iyileştirme yapılmadı. 2012 ve 2013 yıllarında yapılan toplu sözleşmelerde, ‘öğretim elemanlarına ücret artış’ talebi ile masaya oturduk. 2012 yılında tüm çabamıza rağmen sonuç alamadık. Cumhuriyet tarihinin en büyük iş bırakma eylemini yaptık. 2013 yılı toplu sözleşme masasında ise öğretim elemanlarının ücretlerinin artışını müzakere ettik ve iyileştirme yapılması için YÖK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile ortak çalışma yapılması üzerinde mutabakata vardık. Daha sonra, bir önceki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Maliye Bakanlığı, YÖK, Devlet Personel Başkanlığı yetkilileriyle görüşmeler yaptık; Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda görüşülen öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesi için önemli çalışmalar yürüttük, mücadele ettik, talebimizi hep diri tuttuk.
17 Aralık küresel operasyon girişiminden önce Bakanlar Kurulu’nun gündemine gelen ve bu girişim sonrası rafa kaldırılan öğretim elemanlarının ücretlerinin artışına ilişkin taleplerimizin operasyon nedeniyle akamete uğraması ile bir yıla yakın bir kaybımız oldu. 62. Hükümet kurulduktan sonra talebimizi yüksek sesle dillendirmeye devam ederek, tekrar gündeme alınmasını sağladık. Yeni hükümet talebimizi yasa tasarısı olarak Meclis’e sevk etti ve uzun süre mücadelesini verdiğimiz talebimiz gerçekleşti.
Hafızalarımızı tazelemek adına yaptığımız çalışmaların bir kısmını hatırlatmakta fayda var.
01.10.2013 tarihinde akademik personelin mali ve sosyal haklarına ilişkin çalıştay düzenledik. (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/akademik-personelin-mali-ve-sosyal-haklarina-iliskin-calistay-gerceklestirdik/2352/)
25.10.2013 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüşerek (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/milli-egitim-bakani-nabi-avci-ile-onemli-konulari-gorustuk-/2376/) öğretim elemanlarının ücretlerinin artışı için destek istedik. Sayın bakandan “sizlerden güçlü destek bekliyoruz” diyerek destek sözü aldık.
28.10.2013 tarihinde tespit ve taleplerimizi içeren “Öğretim Elemanlarının Mali Hakları Ulusal ve Uluslararası Karşılaştırmalı Raporu”nu hazırlayarak YÖK Başkanı Sayın Gökhan Çetinsaya ile birlikte kamuoyuyla paylaştık (
http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/ogretim-elemanlarinin-mali-haklariyla-ilgili-yok-ile-ortak-basin-aciklamasiaptik/2382/ ). Bu raporumuzda araştırma görevlilerinin en az diğer kamu kurumlarında görev yapan uzman yardımcılarının ücretleri ile eşitlenmesini, profesör, doçent ve yardımcı doçent ücretlerinin 2014 için 100 puan (731 TL), 2015 yılı için 731 TL artırılmasını istedik.
Şubelerimiz de, merkezde yürüttüğümüz çalışmalara destekte geri durmadılar. Aralık 2013’te 19 Mayıs Üniversitesi Şubemiz imza kampanyası düzenledi (http://www.egitimbirsen.org.tr/omu-calisanlarindan-imza-kampanyasi-/4592/143/detay-sube-haberleri).
Öğretim elemanlarının ücretlerinin artışına odaklanan sendikamız, 22.01.2014 tarihinde Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüştü (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/ogretim-elemanlarinin-ucretlerinin-artisi-icin-sonuca-odaklandik-/2510/).
27.01.2014 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/genel-baskan-gundogdu-basbakan-erdogan-ile-gorustu-/2513/ ) hem akademik personelin reel artış bazlı maaş mağduriyetinin giderilmesi hem üniversitelerin akademik personel ihtiyacının karşılanmasına ilişkin riskin ortadan kaldırılması hedefiyle akademik personelin maaşlarında artış yapılmasını istedik.
20.02.2014 tarihinde Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu, “Medeniyet, İnsan, Demokrasi ve Şehirler” konulu ‘Büyük Türkiye Buluşması’nda, kürsüden Başbakan’a hitaben, reel ücret artışı konusunda mağdur konumdaki akademik personele ilave zam yapılmasını istiyoruz” dedi.
13.09.2014 tarihinde Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ile yaptığımız görüşmede (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/gundogdu-talepleri-basbakan-a-sundu-/2819/) profesörlerin maaşlarının genel müdür maaşına, doçentlerin maaşlarının genel müdür yardımcısı maaşına, yardımcı doçentlerin maaşlarının daire başkanı maaşına, asistan ve okutmanların maaşlarının uzman/uzman yardımcısı maaşlarına eşitlenmek suretiyle iyileştirme/artış yapılmasını talep ettik.
23.10.2014 tarihinde Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na katılarak, komisyon görüşmeleri öncesi ve esnasında önerilerimizi sunarak, yasa tasarısına uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacılarına da yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ödeneği verilmesini sağladık (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/cabalarimiz-neticesi-uzman-cevirici-ve-planlamacilar-da-zam-kapsamina-alindi-/2866/).
Neticede bir profesörün alacağı toplam yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ücreti toplamda bizim talebimiz olan 731+731 TL olmak üzere 1462 rakamına ulaşabilmektedir. Bu rakam herhalde öylesine bir rakam değildir. Aynı şekilde bir araştırma görevlisinin aldığı ücretin ise diğer kamu kurumlarında çalışan kariyer meslek olan uzman yardımcısının aldığı ücrete eşitlenmesi her şeyi izah ediyor. Fazla söze ne hacet!
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
Güçlü bir bilinçle ayağa kalkma, hakikati haykırma vaktidir.
Ne rakipsiniz ne de refik
Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır
Toplu sözleşmeler keyfiliğe kurban edilmemelidir
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ