Bir âlime, ‘Bu dünyada rahat var mıdır?’ diye sordum. O da, ‘Ya deli ya sarhoş ya da divane olmalı’ dedi. (Nizamü’l-Mülk)
Kutuplarına adam çekmek için, toplumu saplantılı söylemlerle manipüle edip ideolojik kamplara ayırma dönemi gerilerde kaldı. Eğitim çalışanları, toplumu kutuplaştırarak kurulan tuzaklardan uzak duruyor. Hangi sendika kendilerinin hak ve hukuklarını daha iyi koruyorsa, geliştiriyorsa eğitim çalışanlarının teveccühü orayadır. Artık eğitim çalışanları için ölçü budur.
Ülkemizin en birikimli, dinamik, heyecanlı, cesur ve vefalı teşkilatı olan Eğitim-Bir-Sen, insanımızın ve kamu görevlilerimizin alın terine göz dikmiş küreselci güçlerin oyunlarını gördüğü yerde bozduğu gibi, bu küreselci güçlerin insanımızı başkalaştırmak için kullandığı içerideki araçlara karşı da mücadele ediyor. Darbecilere, marjinal gruplara, emperyalist güçlere yaslanarak, onların toplumu manipüle eden maşaları karşılarında, kurulduğu günden bugüne milletimizin değerleriyle kuşanan Eğitim-Bir-Sen’i buldular.
Eğitim-Bir-Sen, sayısal azlığı veya çokluğu hiçbir zaman haklılık gerekçesi görmedi. Geçmişte sayısal anlamda bir elin parmakları kadar olduğu dönemde hakkın yanındaydı ve savunucusuydu. Bugün de gücünü haktan ve haklılığından almaktadır. Her şeyden önemlisi bir yanlışta ittifak etmedi. Şunu iyi biliyordu; kalabalıktan oluşan bir yanlış doğruya dönüşmez, dönüşmüyor. Üstelik ne kadar güç hezeyanına kapılsa da yanlışların doğrular karşısında yok olup gitmek gibi kaçınılmaz bir sonları vardır.
Diğer yandan, Eğitim-Bir-Sen, geçmişte enflasyona karşı ezilen, hak kaybı yaşayan eğitim çalışanlarına verdiği mücadele ile özlük, mali, sosyal, kültürel haklarının gelişiminde önemli kazanımlara imza atıyor.
Aslında bizim için başarı veya başarısızlık, zafer veya hezimet yok. Sadece gaye var, görev var, sorumluluk var. Başarılı yürüyüşümüzde sabır ve samimiyet var. Sabır ve samimiyet sınavından geçerek bu seviyeye geldik. Bu, sadece bir başarı hikâyesi değil, kuşatmaları yara yara, tüm engelleri, zorlukları aşa aşa gerçekleştirilmiş bir başarı destanıdır. Aslında başarımızın sırrı da buradadır. Defalarca ayaklarına gittiğimiz, sorunlarına koştuğumuz üyelerimiz hak ve hukukunu korumak için geceli gündüzlü verdiğimiz çabanın sonucu bu başarı. Teşkilat olarak bu meşakkate alışığız. Meşakkatin sonu hep hayırlı neticeler veriyor. Bunun için de bize rahat yok.
Zorlu, sancılı, hararetli ve hareketli bir yılı geride bıraktık. Milletimizle birlikte 15 Temmuz gecesinde darbe ve işgal girişimini bertaraf ederek ülkemize çok daha ağır fatura çıkmasını hep birlikte önledik. Fakat çıkan faturada ise en ağır bedel kamu çalışanlarına çıktı. Terör örgütlerine üyeliği ve mensubiyeti olanlar için söylenebilecek bir şey yok. Ancak bu örgütlerle ilgisi olmamasına rağmen gözaltına alınan, ihraç edilen, açığa alınanların mağduriyeti vicdanları yaralamakta, bunun oluşturduğu kırılganlık ve tedirginlik sendikal mücadeleyi de etkilemektedir. Teşkilatımız, böylesi hassas ve çetin bir zaman diliminde daha çok kenetlendi. Yaptığı çalışmalar, döktüğü alın teri, mağdurların hak ve hukuklarını korumak için verdiği mücadele ile 18 bin yeni eğitim çalışanının daha saflarımıza katılmasını sağladı. Gelinen noktada, Türkiye’nin ve eğitim çalışanlarının gerçekliğini göremeyenlerin, sorunlarını omuzlayamayanların güneş karşısındaki kar yığını gibi erimeye başladıklarına şahitlik ediyoruz. İlk gelen mutabakat metninden son mutabakat metnine kadar sendikamızın büyüdüğünü, diğer sendikaların çözülmeye devam ettiğini gördük. 79 ilde yetkimizi pekiştirdik. Diyarbakır ve Tunceli’de yetki için makası daralttık. Ülke insanını başkalaştırma ödevini alan sendikanın 25 binin üzerinde, diğer sendika ise 10 bin üye kaybı yaşadı.
Eğitim-Bir-Sen, birlerle yola çıktığı günden bu yana 25 yıldır hep büyüyerek emin adımlarla bu kutlu yolculuğuna devam etti, ediyor. Eğitim çalışanları, 2011’de Eğitim-Bir-Sen’e verdiği yetkiyi bir kez daha yineleyerek pekiştirmiştir. Bize gösterilen itimadın, 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin ardından başlayan OHAL gibi sıkıntılı süreçlere rağmen artarak devam etmesi çok önemlidir. Demek ki, biz sadece sayısal olarak çoğalmıyor, mahiyet olarak da kendimizi tahkim ediyoruz.
Evet, sayısal olarak dünden daha güçlüyüz. Türkiye’nin en büyük sendikasıyız. Bilinmelidir ki, asıl üstünlük inançladır, inançtadır. Birlikte büyüdüğümüz zaman daha güçlü olacağız. Birlikte büyük ve güçlü olursak iyilik bütün bir ümmet coğrafyasını, giderek bütün yeryüzünü saracak, dolduracaktır.
Bu dünyada bize rahat olmaz diyen, 420 bin 146 bin üye sayısına ulaşmamızda gece gündüz demeden, bazen bir kişi için defalarca üyenin ayağına giden, uzun yollar geçen, tepeler aşan fedakâr şube başkanlarımıza, ilçe temsilcilerimize, yönetim kurullarımıza, işyeri temsilcilerimize ve bütün üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum.
İnanıyorum ki, gelecek sizinle daha iyi olacak…
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
Güçlü bir bilinçle ayağa kalkma, hakikati haykırma vaktidir.
Ne rakipsiniz ne de refik
Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır
Toplu sözleşmeler keyfiliğe kurban edilmemelidir
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ